l--TUNCELİ---DERSİM---MAMiKİ---lWwW.Plaka62.TR.GG---l
  Turizm Etkinlikleri
 

Camii ve Türbeler

  • Mahsume (Besime) Hatun Türbesi
  • Çelebi Ağa Camii
  • Sağman Camii
  • Ferruh-Şad Bey Türbesi
  • Sungurbey Camii
  • Elti Hatun Türbesi
  • Elti Hatun Camii
  • Çoban Baba Türbesi
  • Uzun Hasan Türbesi
  • Ulukale Camii
  • Süleymaniye Camii
  • Yelmaniye Camii

Kaleler

  • Mazgirt Kalesi
  • Çemişgezek Kalesi
  • Kale Köyü Kalesi
  • Bağın Kalesi
  • Pertek Kalesi
  • Derun-i Hisar (Sağman) Kalesi

Munzur (Ovacık) Gözeleri

Ovacık Gözeleri, Tunceli kent merkezine 80 Km., Ovacık ilçe merkezine 17 Km. uzaklıkta yer almaktadır. Munzur Dağlarının eteklerinden yaklaşık 200-300 metrelik alanda, karstik kaynaktan irili ufaklı 40 göz halinde fışkıran beyaz köpüklü buz gibi sular, yamaçlardan aşağılara doğru küçük şelaleler oluşturarak akmakta ve Munzur Suyunun oluşturmaktadır. Karstik kayaların, gözelerin ve Munzur Suyunun bir arada oluşturduğu doğal çevre eşine ender rastlanan özellikleri ve görsel değerleriyle il ve bölge ölçeğinde önemli bir rekreasyon ve turizm odağı olma potansiyeli taşımaktadır.

Munzur Gözelerinin 20 hektarlık kısmı, 1963 yılında Orman İçi Dinlenme Yeri olarak ayrılmıştır. Yöre halkının en yoğun kullandığı mesire yerlerinden biridir. Munzur Gözeleri, sularından çıkarılan lezzetli alabalıklarıyla ünlüdür. Ancak yerel olanaklarla yapılmış birkaç beton masa, oturaklar, çocuk oyun alanı ile bir lokantadan başka herhangi bir tesis yoktur. Munzur Gözelerinin kuzey kesiminde bulunan ağaçlandırma alanına 2000 yılında çam, ladin, huş ve akasya fidanları dikilmiştir.

Gözeler ile Munzur Suyu arasında kalan kısımlarda yürütülen çevre düzenleme çalışmaları kapsamında beton setler, küçük havuzlar, yürüme yolları, oturma mekanları ve köprüler yapılmıştır.

Halbori Gözeleri

Halbori Gözeleri, Tunceli-Ovacık yolu üzerinde, kent merkezine yaklaşık 20 Km. uzaklıkta, Munzur Suyu kenarında, derin ve kayalık bir vadinin içerisinde yer almaktadır. Halbori Gözeleri, çok soğuk kaynak sulara sahip bir dinlenme ve mesire yeri olup, oldukça yoğun kullanılmaktadır. Ancak, beton masa ve oturaklar dışında hiçbir tesis bulunmamakla birlikte doğal yapısını ve güzelliğin korumaktadır.

Zenginpınar (Zağge) Şelalesi ve Mesiresi

Tunceli-Pülümür karayolu kenarında, Tunceli kentine yaklaşık 40 Km. uzaklıkta yer alan Zenginpınar Şelalesi, vadi yamaçlarından oldukça dik bir eğimde çok kuvvetli akarak yolun altından Pülümür Çayına ulaşmaktadır. Zenginpınar Şelalesi, gerek bitki örtüsünün zenginliği gerekse vadinin çarpıcı derinliği ile çok etkileyici doğal verilere sahiptir. Pülümür Çayı ve vadinin karşı yamaçlarındaki sık orman örtüsü, doğal çevre ve manzara zenginliklerini artıran unsurlardır. Ulaşımın kolay olması nedeniyle piknik amaçlı olarak çok yoğun kullanılan yerlerin başında gelmektedir.

Şelale alanında taş-beton setler ve merdivenler oluşturularak oturma mekanları düzenlenmiştir. Pülümür Vadisi ve bitki örtüsünün bir arada oluşturduğu doğal çevre özellikleri bakımından çok çekici bir yer olan Zenginpınar Şelalesi ve Mesire Yeri piknik, doğa yürüyüşü gibi günübirlik turizme yönelik olarak önemli potansiyele sahiptir.

Kutudere Mesire Yeri

Tunceli-Pülümür karayolu üzerinde, il merkezine yaklaşık 30 Km. uzaklıkta ve Pülümür Çayı kenarında yer alan Kutudere Mesire Yerinin içinden aynı zamanda küçük bir dere geçmektedir. Su gözelerinin de bulunduğu Kutudere, ulaşım kolaylığı, kaliteli içme suyu ve doğal güzellikleri ile yaz aylarında yöre halkı tarafından en yoğun kullanılan piknik alanlarından biridir.

Ağaç varlığı ve çeşitliliği açısından zengin bir bitki örtüsü olan Kutudere Mesire yerinde bulunan işletmelerde yaz aylarında yeme-içme hizmeti sunulabilmektedir. Burada bulunan derenin taş yığılmak suretiyle önünün kesilmesiyle oluşan gölcükte insanlar yüzme imkanı da bulmaktadırlar.

Diğer Mesire Yerleri

Tunceli-Elazığ karayolu üzerinde, il merkezine 8 Km. uzaklıktaki Dinar Deresi çevresi, Munzur Suyu ve Mercan Deresinin birleştiği bölge, Pülümür Çayı ile Yastık Deresinin birleştiği bölge, Pertek Feribot İskelesi çevresi, Keban Baraj Gölü kıyıları, zengin bitki örtüsü ve doğal güzellikleri ile mesire yeri ve çeşitli rekreasyon etkinlikleri için cazip alanlardır.

Dereova Şelalesi

Gelin Pınarı olarak ta bilinen şelale, il merkezine 46 Km., Nazimiye ilçe merkezine 11 Km. uzaklıkta, Dereova Köyündedir. 20 metre yükseklikten 3 kaynaktan yaygın bir şekilde dökülen sular, Pülümür Çayının kollarından biri olan ve çok derin bir vadide akan dereye karışmaktadır. Şelale hem çevresine serinlik katmakta, hem de yaz ve kış aylarında çok etkileyici ve farklı bir manzara sunmaktadır. Kışın şelale sularının donmasıyla oluşan sarkıt ve dikitler, eşsiz bir manzara meydana getirmektedir. Şelalenin çevresi çok dik eğimli olup bodur meşe ormanları ile kaplıdır.

Dereova Köyüne giden yol, yer yer virajlıdır. Dereova Şelalesine birkaç km. kala 2-3 metreye kadar daralan keskin virajlı ham bir yol kullanılmakta ve ulaşım çok sıkıntılı olmaktadır. Şelale ve çevresi doğal nitelikleriyle piknik, doğa yürüyüşü gibi günübirlik etkinlikler için önemli bir potansiyel taşımakla birlikte, yakın çevresinde turizme ve rekreasyona yönelik başka kaynakların olmaması, ulaşımın zor olması, arazinin çok eğimli olmasından dolayı bir takım tesisler ve otopark düzenlemeleri için uygun alanların olmaması, Dereova Şelalesinin turizm amaçlı olarak kullanımını kısıtlamaktadır.

 

Hamam-ı Atik (Eski Hamam)

İlçe merkezindeki çarşı içinde yer alan yapının girişindeki Türkçe ve Arapça iki yazıttan hamamın, 15. yüzyılda yapıldığı, 18. yüzyılda da onarım gördüğü anlaşılmaktadır. Çemişgezek’te uzun süre egemen olmuş Akkoyunlular döneminden kaldığı kesinlikle bilinen tek yapıdır. Kesme ve moloz taşla tuğla karışımı hamamda, orta kubbeli bölüm ile yanlarda buraya açılan beşik tonozlu mekanlardan oluşmaktadır. Köşelerde ise giriş ve ılıklığa geçişi sağlayan küçük kubbeli bölümler yer alır. Ortada beşik tonoz, yanlarda kubbeli bölümlerin oluşturduğu ılıklıktan, soyunmalıkla aynı plandaki sıcaklığa geçilir. Sıcaklığın beşik tonozlu mekanına açılan külhan, yapı boyunca uzanmaktadır

Yeni Hamam

Güney cephede bulunan giriş kapısı üzerinde yer alan kitabeye göre 1701-1702 yılları arasında Hacı Bayramoğlu Hüseyin adında bir kişi tarafından inşa ettirildiği belirtilen bu yapı doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen plan üzerine inşa edilmiş olup, soğukluk, sıcaklık, ılıklık ve külhan bölümlerinden oluşmaktadır. Yapı düzgün kesme taş ve tuğla malzeme ile inşa edilmiştir.

Hamidiye Medresesi

Çemişgezek ilçe merkezinde bulunan Hamidiye Medresesinin kitabesindeki ifadeden Sultan II.Abdulhamit zamanında 1861-1862 yıllarında yapıldığı anlaşılmaktadır. Cumhuriyet döneminde bir süre Adliye binası olarak kullanılmıştır. Mülkiyeti bir şahsa ait olup, halen konut olarak kullanılmaktadır.

Tahar (Yusuf Ziya Paşa) Köprüsü

İlçeye 3 km. uzaklıkta, Tahar Çayı üzerindeki taş köprü tek sivri kemerden oluşmaktadır. Köprünün yazıtından 1807 yılında Yusuf Ziya Paşa tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Köprünün 1856 tarihinde Diyarbakır Valisi Akif Paşa tarafından onarılmış olduğu kaynaklarda geçmektedir. 55 metre uzunluğa, 9 metre yüksekliğe ve 4.3 metre genişliğe sahip köprünün her iki tarafında 70 cm. yüksekliğinde korkuluklar yer alır. Köprünün dört işaret taşından birine kavak ağacı motifi işlenmiştir.

Aşağı Köprü

Geçmişte ilçe merkezi ile güney ova köyleri arasında ulaşımı sağlayan tarihi köprü, 1203 yılında inşa edilmiştir. Bugün ulaşım amaçlı olarak kullanılmamaktadır.

Sivdin Köprüsü

Karar Deresi üstündeki taş köprü, suyun iki yakasındaki kayalara oturmuş tek bir kemerden oluşmaktadır. Korkuluk duvarları moloz taştandır. Yapı 12. ya da 13. yüzyıla tarihlenmektedir.

Baş Çeşme

Çemişgezek İlçe merkezinde yer alan ve halen kullanılır vaziyette olan çeşmenin alınlıkta bulunan kitabesinden 1870 tarihinde Rüştü Efendi tarafından onarıldığı bilinmekle birlikte, bu yapının ilk olarak kim tarafından ve hangi tarihte yapıldığı bilinmemektedir. Düzgün kesme taş ile yapılan çeşme bir eve bitişiktir.

Meydan Çeşmesi

Ulukale Köyü meydanındadır. Kemerlerin biçimleri ve yapıdaki ayrıntılardan yola çıkılarak 16.yüzyıl sonu 17. yüzyıl başlarında yapıldığı sanılmaktadır. Kesme taştan oluşan yapı, küçük köşe sütunlarına oturan sivri kemerli eyvan biçimindedir.

İn Delikleri (Derviş Hücreleri)

Çemişgezek ilçe merkezinin batısında Tahar Çayı Vadisinin yukarıya doğru uzanan sarp kalker kayalarına konut amaçlı oyulmuş 20 civarında oda bulunmaktadır. İn deliklerinin kimler tarafından yapıldığı bilinmemektedir. İn Delikleri, üç kat halinde sıralı odalar ve bu odaları aydınlatan büyük pencereler ile uzun koridorlardan oluşmaktadır. Ayrıca su gereksinimini karşılamak üzere, kayaların arasından sızan suların toplandığı sarnıçlar, yukarıdaki odalara ulaşmak için kayalardan yapılan merdivenler ve galeriler bulunmaktadır.

Kiliseler

Mazgirt’te bulunan Ermeni Kilisesi kesme ve moloz taş karışımı bir yapı olup, dört yapraklı yonca planındadır. Beşik tonozlu girişten, kubbeli ana mekana girilir. Doğudaki apsis yarım kubbeyle örtülüdür. Yapım tarihi kesin olarak bilinmeyen kilisede, 18. yüzyıla ait olduğu sanılan freskler bulunmaktadır. Tescilli olan kilisenin tavanı çökmüş olmakla birlikte duvarları halen sağlamdır.

Hozat’a bağlı Geçimli Köyünde bulunan kilisenin hangi döneme ait olduğu bilinmemektedir. Bölgedeki diğer kiliselere göre daha büyük olan kilisenin tavanı çökmüş olup duvarları sağlamdır.

Mezar Taşları

Tunceli’nin çeşitli kesimlerindeki eski mezarlıklarda, günümüze kadar kalan tarihi mezar taşlarında kültürel geleneklerin sürdürüldüğü görülmektedir.Yörede koyun biçimindeki mezar taşları, Akkoyunlular dönemindeki Türkmen geleneğine tanıklık etmektedir.

Tunceli yöresindeki eski mezarlar ya bir tepe üzerinde ya da köyün ya da mezranın üst tarafında yüksekçe bir yerde bulunmakta olup, mezar taşlarında geleneksel örf ve adetlerin yanı sıra dini ve mitolojik unsurları da görmek mümkündür.

Tunceli ilinde bulunan koç-koyun mezar taşları genellikle ayaktadır. Sade bir şekilde işlenmiş heykellerin bir kısmının üzerinde kılıç, bıçak, sadak, çevgan, kalkan, hançer, dokuma tezgahı, şiş, herek, çatal gibi eşyalara ait kabartma figürlerin yanı sıra çeşitli hayvan ve bitki figürleri de yaygın olarak kullanılmıştır. Bu figürler yalnız bezek olarak değil, orada yatan kişinin cinsiyeti, toplumsal konumu ve mesleğini de belirten figürlerdir. Kılıç, kalkan, at, ok, koç, tüfek, tabanca, bıçak gibi şekiller mezar sahibinin erkek olduğuna ve yiğitliğine işarettir. Kandil, terazi v.b. şekiller din adamlarına; iğne, sap, küskü, el gibi figürler ise kadınlara aittir. İbrik ve tepsi gibi figürler cömertliğin ifadesidir. Bazı mezarlarda görülen Zülfikar (Hz. Ali’nin Kılıcı), güneş kursu gibi şekiller de orada yatan kişinin alevi inançlı olduğuna işarettir.

Pülümür ilçesine bağlı Sağlamtaş Köyü mezarlığında 11 adet koç heykeli bulunmaktadır. Yapılan araştırmalarda bu mezar taşlarının 250-300 yıl önce yapıldığı anlaşılmıştır. Kayalardan oyularak tek parça halinde yapılan ve 200 ile 300 kg. arasında değişik ağırlığa olan bu heykeller mezarın yan tarafına konulmuştur. Mezar taşlarının tamamı tescilsizdir.

Sportif Etkinlikler

TUNCELİ

Sportif Etkinlikler

Rafting: Tunceli sınırları içerisinde akıp giden Munzur, Pülümür ve Peri suları gerek debileri, gerekse akış hızları itibari ile rafting (kano) sporu yapmaya oldukça elverişli sulardır.

Doğa Yürüyüşü: Ovacık ilçesinin kuzeyindeki Munzur sıra dağları ile ilçenin güneyindeki meşelik tepeler, İlin kuzeydoğusunu kaplayan ve yüksekliği 3292 metreye varan Karasu-Aras dağları ile Bağırpaşa dağları dağcılık ve doğa yürüyüşü sporlarına olduğu kadar kayak için de uygundur.

 
  Bugün 1 ziyaretçi burdaydı... Louisiana Jones Act
Louisiana Jones Act Counter
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol